15 Eylül 2011

KIRTASİYECİLİĞİN (BÜROKRASİ) NEDENİ

Sayfalarca kanunlar, tebliğler, yönetmelikler, iç genelgeler, sirküler, özelgeler var. Yöntemler var. Yazılmış yazılar var hatta kitaplar var. İşlemleriniz de bir sürü evrak istenir. Bürokrasi olarak anılan bu durum kırtasiyeciliktir aslında. Çok tanıdıktır devlet dairelerinde elde sürekli çoğalan evraklarla oradan oraya koşturup imza almaya, sayı almaya çalışmalar... Şimdi bu işlemlerin bazıları bilgisayar başından da yapılmakta. Yine de bir sürü işlem varlığını sürdürmekte.

Bunlar neden var? İnsanlar birbirlerine güvenmediğinden... Dolayısıyla devlet de insanlara, insanlar da devlete güvenmemekte.

Şimdi bu kadar kanun, tebliğ, yönetmelik, iç genelge, sirkü, özelge var ve yenileri de sürekli hazırlanmaktayken, yeni yazılar yazılmaktayken, kırtasiyecilik işlemleri sürmekteyken; insanların birbirine güvenmediği durumlar da gerçekleşmeye devam ediyor. Tüm bu yazılara ve uygulamalara rağmen kayıtdışılık, hırsızlık, yolsuzluk vs. var. Bu yazılar ve uygulamalar çoğaldıkça bunların arasına gizlenebiliyorlar.

Bu yazıları yazanlar başta kanunları yapan yasama organı TBMM olmak üzere, diğer yazıları yazan, uygulamaları düşünenler profesörler, meslek uzmanları vs. gerçekten güzel hazırlamışlar. Bunları tek tek okuyun eksik ve hata bulmakta zorlanacaksınız. Sorun da bu yazıların kötü olmasında değil. Bunların tam olarak uygulanmayışında… Bunları uygulayanlar, devlet kadrolarında çalışsa da insanlar, sıradan vatandaş, mükellef olsa da insanlar. Sorun insan da… Aslolan insan. İnsan doğanın gereği olarak, yaşamını sürdürmek için; kendi çıkarı için çaba harcamaya devam edecek. Bunun için kimseyi suçlayamayız.

Öte yandan insanlar kendi çıkarı yanında farklı seçenek ve sonuçları görebilecek, içlerinden seçim yapabilecek anlayışa (izan) sahipler. Bazen “oyun teorisindeki mahkûmlar açmazında olduğu gibi kendisi için en iyi sonuç aslında en iyi sonuç olmayabilir. İnsan seçenek ve sonuçları alt alta koyup en iyi sonucu seçer.

Her şey insanda… Bu kanunları yapan, bütün o yazıları yazanlar, kurumlar da çalışanlar insanlar olduğuna göre aynı insan kararlarını hırs, tutku, öfke vs gibi duygular yerine aklı ile alacak, Anlık zekâsı ile değil de uzun vadede ona kazanç sağlayacak aklıyla hareket edebilecektir.


Meltem Kahveci